
Sn. Ünal Üstel, Sen aşkmısın, cezamısın belamısın bize. Yoksa beklenmedik kazamısın da girdin hayatımıza diyen Ayşabaya çok kızdım. Ayşaba’ya, O bir Üst-El. O bir emme basma tulumba gibi kafa sallayan koskoca Veziriazam. O Saray Önündeki ‘Dikili Taş ‘tan uzağını göremeyen, beş altı hamle sonrasının düşünüldüğü satranç yerine anasına şirin gözükmek için gelen zarın getirdiğini oynamayı seçen Ana kuzusu., O bir Dikkat denilince hizaya geçip tırnak kontrolü bile yaptırmaktan çekinmeyen Özel Jet ile dolaşan bir asilzade dedim. Sn. Üstel, Sabahları kahvaltı yapmıyorum. Öğlenleri yemek yiyemiyorum. Gece olunca uyuyamıyorum çünkü kıynıklarını bile yontmadan dütümüze sokup ağzımızdan çıkarttığın zam kazıklarından rahat edemiyoruz. Eve ekmek götüremediğimizden açız
**
Sn. Devlet Bahçeli, buldular ahı gitmiş vahı bile kalmamış ihtiyarı, vatan sevgisinden yoksun, MHP düşmanı anketörler seçim öncesi size vurdukça vurdu. Yok, oyunuz %7 bilemedin %8 bandındaymış. Yok, barajda boğulacakmışsın. Deyip, Sallayıp durdular. Arkanızda dağ gibi YSK’nın olduğunu göremediler. Sıkıştığınızda 1234 nolu sandık ile benzeri sandıklardan oyların ‘Alicengiz ‘ oyunun çok şeyi değiştirebileceğini bilemediler. Koskoca Veziriazam Devletlû Bin Bahçeci’nin sandıkta boğulmasını seyredilmeyeceğini anlamadılar. Rıza göstertsek, sonra, önüne gelene küfrü kim Sallayacaktı. Şişhaneden girip düthaneden kim çıkacaktı? Sn. Bahçeli bu devirde komşu komşunun külüne muhtaç değil. Kablosuz internetine hiç muhtaç değil. Oysa Alicengiz oyunları ile gözlerinin içine baka baka iç edilecek oylarına muhtaçtır.
**.
Sn. Nazım Çavuşoğlu, bu öğretmenler vallahi de billahi de çok oluyor. Neymiş efendim, siz Özdemir Berova’nın kulağına Başbakandan gelen talimat, bu yasanın geçmesidir demişsiniz. Yahu Türk’ün tarihinde ‘Elçi’ye zeval olmaz diye bir söz vardır. Anamız, Başbakan’ı, Başbakan’da sizi elçi tayin etti. Koltuğunuzun baş tacı, Birçok siyasinin artist olduğu dizide siz size düşen yönetmenliği elinizin tersi ile itmeniz eşyanın tabiatına aykırı olmaz mı? Bu ülkede din düşmanlarını eğitecek din okullarına ihtiyaç var. Ufku geniş çocuklar yetiştirecek, öğretmen okullarına ne gerek var değilmi? Sn. Çavuşoğlu, Gariyaba sizi sandıkta bekler durur bu gariban. Sesi çıkmaz ananın karşısında ama gün gelir ah alan için döner bu devran diyor.
**
Sn. Erhan Arıklı, Türkiye’deki seçim sonuçlarıyla ile ilgili değerlendirmenize bayıldım. Hatta “Cumhur İttifakı halkın beklentilerini çok iyi biliyor. Deprem bölgesinde dahi 11 ilin 9’unda Cumhur İttifakı birinci çıktı” dediniz. Sonrasında Erdoğan bu seçimi ‘Karizması’ ile kazandı demenize eridim. Tam size bu sözleriniz için ‘tebriklerden’ bir buket, teşekkürlerden bir ‘Demet’ sunmaya hazırlanırken bizim otobüsün kaptan şoförünün yardımcısı arkadan bağırıp, ‘Kaptan Yağcılar durağında’ inecekler var deyince apışıp kaldım. Otobüs durdu inecekmisiniz diye merak ettim. Siyasete atım attığınıza önceleri siyaset bir ömür sizinle sürecek derken, sanırım değil bir ömür, iki periotluk kısa bir süre sonra son durak yerine ilk durakta ineceğinizden korkuyorum.
**
Sn. Selma Eylem Anadolu’daki Amazon kadın savaşçıların yeteneklerini bilmeyenler onların karşısında yenilmeye mahkumdur. Öğretmen, Gökkuşağının 7 rengine sahip döndürekler karşısında sessizlikten bir buket hediye ettiniz. Keşke bir beden küçük alsaydınız da gözümüzde küçüldükçe sürekli giyerlerdi. Selma Hocanım, Akhilleus /Aşil) Truva savaşında, Hektoru öldürmüştü. Arabasının arkasına bağlayarak onu sürüklemişti. Tarihte Aşil ile Truva’da birlikte savaşan Amazon Savaşçılarının kraliçesi Penthesilia’yı, Aşil öldürürken, Aşil’i de İzmir’e ismini veren Amazon savaşçılarının kraliçesi Smyrna’nın öldürdüğünü yazar. Zannedersem sıra Öğretmenlerin Amazon Kraliçesi ‘Selma’ hocanımın döndürekleri öldürmesine geldi. Eeee Hayatı graso ile yağlamadan, ibaret sananlar son espriyi iyi düşünsünler
**
Sn. Ahmet Yener, ahali seçimde Ali amcanın oğlu ‘Cengiz’in seçimde ‘Alicengiz’ oyunundan parodiler sunduğunu söylüyor. Traji komik tiyatro oyunun yönetmenin de sizin olduğunu ileri sürüyorlar. Sizin gibi YSK gibi bir kurumun başkanına belli ki iftira atarlar. Bildiğimiz kadarı ile siz ne Ali amcayı nede oğlu Cengiz’i tanırsınız. Ama ateş olmayan yerde dumanda çıkmaz diyenlere de müsaadenizle bir çift sözümüz olsun. Çocuklar annelerin hayatındaki çapalar ise haşmetlü devletluların hayatındaki çapalar da, eteğini öpenlerdir. Hatta vur deyince öldürenlerdir. Sn. Yener, dumanın olduğu yerde ateşte var doğru. Dumanı gördük. Ateş fark edilene kadar sandıkları yaktı bitirdi.
**
Sn. Pınar Barut, ah be pınar sen ne yaptın. Siz benim tellerime, hangi notadan vuruyorsanız, ben o makamdan çalıp söylerim. Sıkıntı yok dedin. Be abim tek yumurta üçüzleri yani ne yapsın? Akıntıya kürek sallamaya çalışsalar koltuk akıntıya kapılacak. Mecburen kafalarını emme basma tulumba gibi sallayacaklar. Sen KKTC deki tek yumurta üçüzlerine destek vereceğine kalktın öğretmenlere arka çıktın. Koskoca elçilik, otur deyince oturacak, kalk deyince kalkacak öğretmen sendikası kurarken, sen ‘Eylemci’ öğretmenlere arka çıktın. Tamam Pınar, sende de bende olduğu gibi simetri hastalığı var. Yamuk insanlara tahammül edemiyoruz. Ustalarına koltukta oturacağımız bir ömür sadakatımız sürecek diyen mikrofonları değil ama siyaset anlayışları bozuk, yağlama, ustalarına ‘MUK’ sürecek demeyi öğrenene kadar tahammül etmeyi öğrenmeliyiz.
**
Sn. Pınar Körük, 24 Haziran’a kadar kardeşim işe girdi, girdi. Girmedi, ailemle YDP’den istifa edip, “404 not found” moduna geçeceğiz. 404 not found modunda bizi kimse arayıp sormasın diyerek partine rest çektin. Pınar hanım vallahi yerden göğe kadar haklısın. Ne yani Abdullah Paşa Vakfından miras kalan KKTC’nin topraklarını ve kamuyu yeğene, kardeşe, kayınçoya, baldıza, velhasıl tüm sülale bireylerine dağıtanlar, bir istihdamı Pınar Körük’ün kardeşinden esirgememeli. Belli ki mutluluğu çorba yapanlar eline çatal tuturmuşlar ve yiyebilirsen afiyet olsunu basmışlar. Sn. Körük, Devletin kamu sofrası Arıklı ve şurasına deniz, bu sofradan nemalanmayanlar keriz. Ama bastırın ve keriz olmayın.
**
Sn. Meriç Erülkü, seçim zamanı vaatlerin binini bir paraya satan. Satış olanca hızı ile devam ederken hızını alamayarak vaatlerin bir milyonunu yarım paraya satışa sunan partilerin sözlerini tutmadığını söyledin. Da, hem söz verip hemde tutmamanın partilerin şanından olduğunu unuttun. 25 Haziran seçimleri hepimiz için siyasi partilere borcumuzu “geri ödeme” fırsatıdır. “Oy vereceyik gardaş. Ayıp ettin. Desteğimiz partimizledir.” deyip sandıkta oyumuzu farklı kullanalım dedin. Meriç gardaş, ‘Maceralar” bittiği zaman “kahramanlar” işsiz kalır unutma. Gıccaccığın işe girmesi için kapı kulu askerlik şubesine yazılanlar ile oğlancığın sözleşmesinin uzatılması için senin için ‘Ölürem’’ kahramanları, sandığa giderken işsiz kalmamayı hesap ederken ‘Hadde bir defacık’ daha mühürü abime basayım diyor.
**
Sn. İbrahim Benter, vallahi sendeki akıl Einstein’da bile yok. Senin aklına gelenler inan ‘Şeytan’ın aklına bile gelmez. Yahu Vakıflar İdaresinde çalışanları bir başka deyişle genel müdürlüğünü yaptığın ‘Vakıflar İdaresinde’ yani yanında çalışanları, Vakıflar binasının önüne çıkartarak, ‘Kuş Uçmaz Kervan geçmez’ dağında yaptığın düzeltme için sana teşekkür plaketi ve çiçeği verdirmek inan kimsenin aklının ucuna gelmez. Bu dahiyane düşünce ürünün için avucum patlayıncaya kadar seni alkışladım. Sn. Benter, Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaparken, bizleri de sizin endek göndeklerinize sabrettiğimiz için ‘Sabır Taşı yaptı. Ayşaba Dеnizdе incilеr dеrindе olur. Çеrçöp ise sahildе olur dedi. Acaba ne demek istedi?
Fıkra
Doksanlı yaşlara yaklaşmış iki yaşlı kadın sohbet ediyorlarmış.
– “Benim bey bu sıralarda kötü bir alışkanlık edindi. Tırnaklarını yemeye başladı. Ne yaptıysam vazgeçiremedim. Sinirlerimi bozuyor.”
Diğer kadın ise cevaben:
– “Haklısın benimki de bir ara başladı ama uyguladığım tedbirlerle tırnak yemesini engelledim.” der.
– “Çok iyi! Ne yaptıysan bana da öğret lütfen.”
– “Çok basit dişlerini sakladım.”