
Ya kaliteli hizmet, yada sürünmeye devam!..
Seçim bitti. Teşbihte hata olmasın, üzerinden Hicri takvime göre altı, Miladi takvime göre bir ay geçti. Ancak hükümet kurma öncesinde siyasilerimiz, koalisyon 2’li mi yoksa 3’lümü olsun sallamalı viteze sahip, 10 Km hızdan yukarı çıkmayan, çıkrık araba ile motorway’de kaplumbağa hızı ile yol almaya çalışıyor.
Ülke insanı olarak bizler bu durumlara alıştık. Ülke insanı, aşı geliyor mu sorusuna, aşı yerine koyun getiriyoruz. Manifestosu elimizde diyen Başbakan gördü. Yine bu ülke insanı, 5 ileri bir geri vitese sahip, son model arabaları, el arabası ile yetişmeye çalışan efendilerin vidolarına da tanık oldu.
Ayrıca seçim öncesinde, bol kepçe vaatler lokantasında, döviz ile ev kiralayanları, ev ve araba alanları dövizi sabitleyip rahatlatacağız. Pahalılığa gem vurup dizginleyeceğiz dedikten sonra, koltuğa oturur oturmaz ‘Asena’yı bile kıskandıracak figürler sonrasında, ilk icraatı, zeytin ağacından mamül, yağa bulandırılmış oggalı zam kazığını geçirenlere de tanık oldu.
Öyle bir noktaya geldik ki, bankaların faizden faiz almasının önüne geçeceğiz dedikten sonra, bankaların emir eri olanlara da artık şaşırmıyoruz Siyasete borç ile girdikten sonra neredeyse zenginler listesinin en üst sıralamalarında yer alanlara da alıştık. Peki suç kimin? Sanırım gıccacığımı işe alın. Oğlancığımın sözleşmesini uzatın diyerek kapı önünde bekçilik yapan bizlerdedir.
Neyse, hükümet hafta sonuna kadar kuruluyor. HP’ye fazla naz aşık usandırır türküsünü söyledikten, CTP’ye ikimizin eti bir kazanda kaynamaz mesajı uçurulduktan sonra, UBP-DP-YDP hükümeti kuruluyor. Ülkeye hayırlı olsun.
Ancak hükümet kurulmadan, Belediyeler gündeme geldi. Eğri oturup doğru konuşursak, aslında belediyeleri, gelirleri sonrasında, sıkıntısız ve rahat icraat yapanlar ile musluktan damlayan su ile kovasını doldurmaya çalışırken, canını yiyenler olarak ikiye ayırmak gerekir..
Bir belediye, gerek limanlardan, havaalanlarından, sahillerdeki otellerden, bölgelerindeki tesislerden, kurduğu darphane vasıtasıyle, hatırı sayılır para elde ederken, alt yapıya, spor tesislerine, yollar ile kaldırımların yanısıra, yol güzergahlarını çiçekler ile güzelleştirebiliyor.
Bu belediyeler, mirasyedi hovardalığı içerisinde, lüküs hayat sürerken, böyle olanaklara sahip olmayan belediyeler ise gıdım gıdım topladığı emlak vergileri ile giderlerini karşılamaya çalışıyor. Örneğin, 1.50 boyundaki Alsancak Belediyesi, enginarın göbek kısmını yerken, aralarında 8-10 Km. Mesafe olan ve hizmet verdiği alan çok daha büyük, 1.98 boyundaki, Lapta Belediyesine, buyur enginarın sapı senin diyor. Üstelik bu belediyeler, ödemekte zorlandığı çalışanların maaşları nedeniyle, birde alay konusu oluyor.
Bir belediye, konumu itibarı ile elde ettiği paralar vasıtası ile ballı börek ve kadayıfın üzerine koyduğu dondurmayı afiyetle mideye indirirken, geliri sınırlı olan belediyeler ise zeytin ekmek ve soğana talim ediyor.
Ya belediyelerin sayısı düşürülmeli, yada ortak bir havuz yaratılarak, kazanılan paralar orada hizmet alanına göre dağıtılmalıdır kanaatindeyim. Biri yer diğeri bakarsa belediyelerin sıkıntısı bitmez. Ya parayı eşit dağıtın, yada sayıları asgari konuma getirinki belediyeler sıkıntılarından kurtulsun.
Belediyeler konuşulmaya başlanınca, bir grup, belediyelerin sayısı ilçe sayısı kadar, yani 6 olsun diyor. Türkiye’deki gibi büyükşehir belediyelerine benzer bir yapı olsun, belirlenecek bucaklarda bu belediyelere bağlı olarak onların şübeleri olsun diyor.
Özellikle Ulusal Birlik Partisi’nin 6 belediye üzerinde durduğu, TC Büyükelçiliği’nin de 6 belediye formülü için kaynak ayırdığı öne sürülüyor. Ancak, bazı uzman görüşler, 6 belediye ile hizmetin çok zor olacağını, hizmetlerde aksamalar olacağına vurgu yapıyor.
Bir başka görüş ise, belediye sayısı 16 olsun diyor. Gönyeli- Alayköy / Alsancak- Lapta,/ Çatalköy-Esentepe, / Değirmenlik- Akıncılar / Dipkarpaz – Erenköy / Mehmetçik- Büyükkonuk / Serdarlı – Geçitkale- Tatlısu / Akdoğan- Vadili- İnönü- Paşaköy-Beyarmudu / birleştirilerek bir çatı altında hizmet versin deniyor. Belediye sayısının 16 olarak belirlenmesi durumunda, Büyük İlçe belediyeleri dışında kalan, Yeniboğaziçi ve Dikmen belediyesinin, bağımsız ayrı belediyeler olarak hizmet vermesi öngörülüyor.
Ancak bazı uzman görüşler, 16 belediye sayısını çok görüyor. Ve 12, bilemedin 14 olması gerektiğini belirtiyor. Devlet katkısının, 16 belediyeye dağıtılması halinde, maddi açıdan bazı belediyelerin yine zorluk yaşayacağını ileri sürüyor.
Belediye sayısının azaltılmasına evet dediği öne sürülen CTP’nin, Gönyeli, Değirmenlik ve Mehmetçik Belediyesinin ayrı müstakil belediyeler olarak kalmasından yana olduğuna vurgu yapılıyor.
Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar’da, 28 belediye ile yola devam edilmesi halinde belediyelerin bugünkü gibi, maddi açıdan yine sıkıntılı dönemler geçireceğini belirtiyor. Uzman görüşler ışığında, belediye sayısının azaltılması gerektiğine vurgu yapıyor.
Belediye seçimlerinin bir yıl ertelenmek suretiyle, radikal kararlara imza atılması gerektiğini belirtirken, kurulacak koalisyon hükümetinin bu duruma hemen el atması gerektiğini öne sürüyor.
Top kurulacak koalisyon hükümetinde. Ya kaliteli hizmete yada sürünmeye devam
AFACAN’DAN AYRAN
Adam bir köyü gezerken yorulmuş, hayli susamıştı. Çaresiz bir evin kapısını çalar, karşısına bir çocuk çıkar. Adamcağız:
-Evladım, buralarda su bulamadım. Lütfen bana bir bardak su verir misiniz?
Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak:
– İstersen ayran getireyim, der.
Adam bu teklifi memnuniyetle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk:
– İstersen daha getireyim, der.
– Zahmet olur yavrum bir zahmet.
Çocuk:
– Hayır ne zahmeti, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik!, demiş.
Bunun üzerine adam iğrenerek elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı kopartmış:
– Anneee, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı.